Dünyada Saldırganlığın Artış Nedenleri
- Tankut Öztuna
- 4 gün önce
- 2 dakikada okunur

Giriş
Son yıllarda dünyada bireysel ve toplumsal saldırganlık davranışlarında gözle görülür bir artış yaşanıyor. Trafikte öfke patlamaları, sosyal medyada linç kültürü, aile içi şiddet, okul zorbalığı ve kitlesel şiddet olayları; saldırganlığın artık istisna değil, gündelik hayatın bir parçası hâline geldiğini gösteriyor. Bu yazıda saldırganlığın artış nedenlerini psikolojik, toplumsal ve çevresel boyutlarıyla ele alıyoruz.
1. Kronik Stres ve Belirsizlik
Modern insan sürekli bir belirsizlik hâli içinde yaşıyor. Ekonomik kaygılar, iş güvencesizliği, gelecek korkusu ve hızlanan yaşam temposu; sinir sistemini sürekli alarm durumunda tutuyor. Uzun süreli stres, beynin mantıklı karar alma merkezlerini baskılar ve saldırgan tepkileri artırır.
2. Ekonomik Eşitsizlik ve Adaletsizlik Algısı
Gelir dağılımındaki uçurum, insanların kendilerini değersiz ve dışlanmış hissetmelerine yol açar. Adalet duygusu zedelendiğinde öfke birikir ve bu öfke çoğu zaman en yakın hedeflere yönelir. Saldırganlık, kontrol kaybı yaşayan bireyin varlığını hissettirme biçimine dönüşebilir.
3. Dijital Kültür ve Sosyal Medya Etkisi
Sosyal medya, empatiyi azaltan bir etkileşim biçimi sunar. Yüz yüze iletişimin yerini alan ekranlar, insanları sonuçlarını düşünmeden saldırgan dil kullanmaya teşvik eder. Sürekli karşılaştırılma, beğeni bağımlılığı ve sanal linç kültürü; öfkeyi normalleştirir.
4. Aile Yapısındaki Bozulmalar
Aile içi iletişimin zayıflaması, çocukların sağlıklı duygu düzenleme becerileri geliştirmesini engeller. Şiddetin normalleştirildiği ya da duyguların bastırıldığı aile ortamlarında büyüyen bireyler, sorun çözme aracı olarak saldırganlığı öğrenebilir.
5. Bastırılmış Duygular ve İfade Eksikliği
Toplumlar genellikle üzüntü, korku ve çaresizlik gibi duyguların açıkça ifade edilmesini zayıflık olarak görür. Bastırılan bu duygular zamanla öfkeye dönüşür. Öfke ise en kolay dışa vurulan duygudur.
6. Medya ve Şiddetin Normalleşmesi
Şiddet içerikli haberler, diziler ve oyunlar; saldırgan davranışları sıradanlaştırabilir. Sürekli şiddet görüntülerine maruz kalan bireylerde duyarsızlaşma gelişir ve şiddet, çözüm yollarından biri gibi algılanmaya başlanır.
7. Psikolojik Destek Eksikliği
Ruh sağlığı hizmetlerine erişimin zor olması, bireylerin yaşadıkları içsel çatışmaları sağlıklı biçimde ele almalarını engeller. Destek alamayan birey, yaşadığı içsel gerilimi dış dünyaya yöneltir.
Çözüm Yolları ve Toplumsal Sorumluluk
Duygusal farkındalık ve empati eğitiminin erken yaşta verilmesi
Ruh sağlığı hizmetlerinin yaygınlaştırılması
Medya dilinde şiddetin azaltılması
Aile içi iletişimi güçlendiren sosyal politikalar
Sonuç
Saldırganlık bireysel bir sorun gibi görünse de, aslında toplumsal bir aynadır. Artan saldırganlık; stresli, adaletsiz ve empati yoksunu bir dünyanın işaretidir. Bu döngüyü kırmak, yalnızca bireylerin değil; toplumların ortak sorumluluğudur.
Yazar: Tankut ÖztunaTür: Psikoloji • ToplumYayın Yılı: 2025Not: Bu yazı farkındalık amaçlıdır.









Yorumlar